-
1 değil yalnız ... dahi
-
2 değil yalnız ... bile
= değil yalnız... hatta, = değil yalnız... dahi не то́лько, но и... -
3 değil
неiyi değil — нехорошо́
memnun değil — он недово́лен
sen değil, o geldi — не ты, а он пришёл
o, şikayetçi değil — он не жа́лобщик
••- parasında değilim yeter ki alınan ilâç yararlı olsun
- ecek değil
- korkma seni ona şikayet edecek değilim
- ... değil a
- apaç değil a ot bile yok!
- değilden
- değilden gelmek
- o değilden geliyor
- değil mi ki
- değil mi ki bir defa yalanını tuttum artık kendisine güvenemem
- değil yalnız... bile
- değil yalnız... hatta
- değil yalnız... dahi
- değil yalnız ben sen bile geldin
- değil yalnız mümkün hatta zaruridir
См. также в других словарях:
da / de — bağ. 1) Daha önce geçmiş bir cümle veya eş görevli öge ile sonraki arasında den başka anlamıyla ilişki kuran bir söz Bu adamın kim olduğunu o da öğrenmişti. R. N. Güntekin 2) Azarlama, yalvarma, küçümseme, yakınma, övme anlamlarında iki cümleyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
imla — is., Ar. imlāˀ 1) Yazım İmla bahsi, yalnız bizde değil, Fransa da dahi gariplikler uyandırmıştır. A. Rasim 2) esk. Doldurma, doldurulma Birleşik Sözler imla yanlışı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller imla etmek imlaya gelmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
örneklik etmek — örnek alınmak, örnek olarak kabul edilmek Bu eşya yalnız Balkanlara değil, Avrupa tezgâhlarına dahi örneklik etti. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
LETAİF — Lâtif duygular. (İman yalnız ilim ile değil, imanda çok letaifin hisseleri var. Nasıl ki; bir yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkisam edip tevzi olunuyor. İlim ile gelen mesâil i imâniye dahi akıl midesine girdikten sonra, derecâta… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük